29 Nisan 2011 Cuma

Bugune Merhaba

En büyük en güçlü imparatorluklar bile güçlü ordularına rağmen yıkılmaya mahkumdur. Başlayan herşeyin uzak ya da yakın mutlaka bir sonu vardır. Mükemmel arkadaşlıklar ne olduğu hatırlanmayan sebeplere kurban verilir, büyük aşklar büyük aptallıklara...Ve yıllar sonra insanın terkedemediği bir kendisi kalır, o da ne kadar kendiyledir, kim bilir... İçimizdeki yok etme arzusunun bizi yok etmemesi dileğiyle. Mutlu günler.

26 Nisan 2011 Salı

Pişmanlık

          Hiç bilmediği bir yerde kaybolamaz insan. Ne düşündüğünü ne hissettiğini anlamadan kendi içinde kayboluşları nasıl gerçek olabilir bu durumda? Bir insan kendini ne kadar iyi ne kadar yakından tanıyabilir? Eğer böyle birşey mümkünse bu varoluş sancıları, bu amaç arayışı son bulmalı. Öfkesine ya da ne olduğunu anlamadığı bir krize yenilip hata yapmamalı insan daha fazla. Evrim varsa biri anlatsın lütfen sadece fiziksel mi olur evrim? Ruhsal yüreksel evrimimiz ne alemde? Neden hala yok yere kırıyoruz birbirimizi ve neden hala pişmanlıklar duyup gözyaşı döküyoruz? Çok geç olmadan yaralar kapanmadan affettirmeli kendini insan...