21 Ekim 2011 Cuma

Kaybedenler Kulubu My Woman


'' Aşık olmak anlık bir şey, birden herşeyin çok parlak göründüğü, birden en pastel renklerin bile ısınmaya başladığı, birden tüm yemeklerin çok daha lezzetli olduğu bir an bu... İnsan karar vererek aşık olmaz, sadece bir bakar olmuş...'' Aşk dolu günler :)


BEIRUT Cliquot



Şarkıların sözlerı ne derse desin sevginin yolu hep bir oldu, kalp hep o bildik mutlu atışlarla doldu... Günlerden en kötü gün sevmelerden en umutsuzu bile olsa...

19 Ekim 2011 Çarşamba

Wrong Side Of The Road- Kaybedenler Kulubü




Yolun hep yanlış tarafındadır bazılarımız, bilerek, isteyerek ve kendilerine bile yalanlar söyleyerek...

26 Şehit Binlerce Yürek

 Giderek artıyor sayıları. Her gün binlercemizin yürekleri acıyarak uyanıyoruz yeni güne. Ateş düştüğü yeri yakar, her birimizin evi bir başka mehmetçiğe yuva ve her şehitte, her giden mehmetçikte hepimizin evine acı düşmekte. Kimimiz nefretle yanlış taraftakilere küfretmekte kimimizse anlamamakta, bu kadar kısa bir yaşam nefret etmek için çok kısa değil mi? Vicdanları sızlamadan meclisten açıklamalar yapan, beyinleri normalin dışında bağlantılar kuran yaratıklar umuyorum ki bu vatan sizlerden yaptıklarınızın hesabını soracak. Yeni güne bir şehit daha vermeden uyanmak dileğiyle.

7 Ekim 2011 Cuma

Ruhunla Sevmek

''Ruhunla sevmek''... Aslında farklı birçok açıdan yaklaşıp hepsine ikna edebilirim sizi. Sevmek, kalple ruhla yada herneyle kimle ise farketmez, öyle kişisel öyle özel bir konudur ki... Birimiz sevmeyi bilmeyiz, yada bunun için yaratılmamışızdır, sevmek yok deriz, birimiz öyle çok kırılmışızdır ki varlığını reddettiğimizde ona inanmayan varlığımızın bir daha asla bu nedenlerle kırılamayacağına inanırız. Birimiz hayatta farklı şeyleri farklı önem sırasına yerleştirmişizdir ve daha az kırılır, daha çabuk atlatırız. Dediğim gibi kim ne derse, düşünürse, hissederse gerçek odur.
 Bizi birbirimizden ayıran, farklı gelişim gösteren egolarımızın bizi korumak adına neler yaptırabileceği, korunmayı nerede nasıl sağlayacağını düşündüğü ile ilgilidir ruhunla sevmek. Bu tür bir sevgi mümkün değildir, çünkü asla bir başkasına tam anlamıyla güven duyamayız. Bu da karşımızdakinin farklılıklarında kötü niyetli olmayan davranışlarında bile kırılmamıza sebep olur. Ancak bir beklenti içinde değilsek, ki bu platonik aşk dediğimiz, benim psikolojik bir sorun yada saplantı olarak değerlendirdiğim durumlarda oluşur. Bu kişilerin geçmişleri incelendiğinde bu ''sevgi''nin farklı sebeplere dayandığı görülür.
 Homo sapiens tarafımızdan gelen iç güdüler, onlar başlangıç için doğrudur, ama sonrasında devreye giren duygular ve alışkanlıklar, çok önemli bir hastalığı olduğunu öğrendiğimiz aşkımızdan vaz geçmemize sebep olmaz, en azından az da olsa karakter kırıntısı taşıyorsak böyle olacağına inanıyorum. Bir de güzellik görecelidir, kişiler bu doğal seleksiyon seçiminde kendi durumlarına göre uygun eş seçerler, mesela bir bilimsel araştırma ter kokuları benzer olan insanların birbirinden hoşlandığını kanıtlamış. Kokular, algıladığımızı farkedemediğimiz hormon kokuları ve bildiğimiz, bilmediğimiz birçok farklı etken eş seçimimizi etkiler. Ve bu seçimler tamamen egomuzun geçmişte nasıl şekillendiğiyle ilgilidir.Egomuz bizim seçimlerimizi etkiler. Ruhunla sevmek, ki eğer sevmek diye birşey varsa, ben ruhunla aşık olmak diyebilirim buna, bu kopmlekslerimizden, korkularımızdan arınmış bir şekilde cesurca yaşadığımız ve sahip çıktığımız aşkımızdan başka birşey değildir. Yani sadece biraz cesaret...Umarım az da olsa sorunuza cevap verebilmişimdir.

4 Ekim 2011 Salı


Kulağımda kocaman kulaklıklarım, kucağımda laptopum İstanbulun rengarenk çiçeklerine, boğaza, kız kulesine merhaba ve hoşça kal bakışları fırlatıyorum umutla ve bambaşka ama bir o kadar da tanıdık bir şehrin gecesine merhaba demeye sabırsızlanıyorum.  Şekillenmemiş onca şey arasında çirkinliğini, şekilsizliğini fark edemediğim onca şeye veda ediyorum. Ve sabırsızlanıyorum yeni maceralarım için,  keşke kahve falları işe yarasaydı J patikamın tozunu ordan oraya savura savura giderken herkese iyi, yeni yolculuklar dilerim…