‘’Yaşamak ümitli bir iştir sevgilim. Yaşamak seni sevmek gibi ciddi bir iştir.’’ Demiş sevgili Nazım Hikmet Ran. Aşkın sevginin önemini anlatmış… Çoğu zaman ne kadar da doğru söylemiş deriz içimizden. Hele ki aşk kapımızı çalalı çok olmadıysa… Halbuki sevgi diye bir şey yoktur. Aşk, tutku, nefret ve başka birçok duygu gerçektir. Bir tek sevgi hariç. Çünkü yaradılıştan yalnızdır insanoğlu. Ve yalnızlığını unuttuğu yegane zamanlar bir başka insanla köprüler kurduğu, yani duygularının doruk noktasına ulaştığı anlardır. İşte bu duyguları avucumuza koyan insana hissettiğimiz bağlılıktır sevgi sandığımız şey. Bu bağlılıkta kişisel algılanmamalı aslında, yine bir bencillik yapıp o hissi yaratabilecek tek insan diye bağlanırız birbirimize. Eğer sanıldığı gibi bir sevmek olsaydı bitmezdi yada biten bir ilişkiden sonra yeniden sevmek mümkün olmazdı.

--aa gördün mü Cansu, bana kapıyı açmadı. Yok yok kesin beni sevmiyor, diye dert yanarız, neden?
Cevap veriyorum: Aşık olan insan artık milliyetini değiştirmiştir. Yeni bir dili vardır. Ve bu dil evrenseldir. Kültür farkı, dil, din, ırk, yaş hiçbir şey tanımaz. Ama atladığımız nokta diller de kendi içinde lehçelere ayrılabilir. Ki bu durum bazen aynı dili konuşan iki insanı bile birbirini anlamaktan alıkoyar. Sizinle aynı lehçede insanlarla yeni bir güne uyanmanız dileğiyle…